BUCA 12 NOLU FIRAT VE KONAK 15 NOLU İSMETPAŞA ASM - 21...TIP SÖZLÜĞÜ-3...(RETROPERİTONEAL-YALANCI GEBELİK)
|
|
RETROPERİTONEAL: Periton zarının arkasında.
RETROVERSİ: Bir organın normal konumda değil arkaya doğru eğik
durumda olması.
REVASKÜLARİZASYON: Yeniden damarlanma.
REYNAUD: Sebebi bilinmeyen, daha çok orta yaşlı kadınlarda
rastlanan bir rahatsızlık olup, özellikle soğuğa maruz kalınca parmaklarda
morarma ve hissizleşme ile karakterize bir damar rahatsızlığıdır.
REZEKSİYON: Bir organ veya vücut kısmının bir bölümünün veya
tamamının çıkartılması.
REZİDÜ: Artık, bakiye.
REZİDÜEL: Kalan, artan. ( Örn. Rezidüel İdrar; İdrar yapıldıktan
sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar.)
REZİSTAN: Mukavim, dirençli.
REZİSTANS: Direnç, mukavemet.
REZORBSİYON: Emilme.
*S*
SAFRA: Karaciger tarafından salgılanan,
yeşilimsi kahverengi bir sıvıdır.Safra, kısmen yağ sindirimine yarayan bir
salgı, kısmende eskimiş alyuvarların tahrip olmaları sonucu oluşmuş bir atılma
ürünüdür.
-
SAFRA KESESİ: Karaciğerden salgılanan safranın toplandığı,
karacigerin alt kısmında bulunan torba şeklinde bir organ-dır.Kesenin görevi,
safrayı depolayıp, yoğunlaştırmak, ve gerekli aralıklarla oniki parmak
barsağına safra salgılamaktır.
-
SAK: Kese, torba.
-
SAKKÜLER: Keseye benzer, torba gibi.
-
SAKRUM: Kuyruk sokumu.
-
SAKRALİZASYON: Beşinci bel omuru ile kuyruk sokumu kemiğinin
birleşik olmasına verilen isim.Yapısal bir farklılıktır.
-
SAKROİLİAK EKLEM: Sakrumla kalça kemiğinin, sağda ve solda yapmış
olduğu eklem.
-
SADİZM: Başkalarına acı vermekten cinsel haz duyma.
-
SADİST: Başkasına işkence etmekten zevk alan kişi.
-
SAGİTTAL: Vücudu sol, sağ şeklinde ortadan ayıran düzlem.
-
SALİSİLİK ASİT: Ateş düşürücü etkisi olan ve aspirin yapımında
kullanılan bir madde.
-
SALMONELLA: Bir bakteri türü.
-
SALPİNKS: Tuba uterina, rahimle yumurtalıklar arasındaki geçişi
sağlayan, sağlı sollu iki tarafta bulunan tüpler.Tüplerin tıkalı olması
kısırlığa neden olur.
-
SALPENJİT: Tuba uterinaların iltihabı.
-
SEDASYON: Hastanın sakinleştirilmesi.
-
SİMPLEKS: Tek maddeden oluşmuş, basit, sade.
-
SİNÜZİT: Sinüs adı verilen yüzdeki kemik boşlukların iç yüzünü
kaplayan mukoza iltihabına ve boşlukta cerahat toplanmasına sinüzit adı
verilir. Bkz. Detaylı Bilgi
-
SİROZ: Bir organda sertleşme ve nedbeleşme ile karakterize fibröz
doku oluşumuna verilen isimdir. Ancak bu terim hemen her zaman karaciğerin
görevini yapamamasıyla ilgili, kronik karaciğer iltihabı için kullanılır.
-
SİTOLOJİ: Hücre bilimi.
-
SKOLYOZ (SKOLİOSİS): Omurganın sağ veya sola doğru eğrilikleri
ile karakterize şekil bozukluğu.
-
STERNUM: İman kemiği.
-
SUBKARİNAL: Karinanın altında. (Karina: Trakea'nın ikiye
ayrıldığı yere verilen isim)
-
SUBPLEVRAL: Akciğer zarının altında.
-
SÜT BEZESİ: Meme dokusu içerisindeki süt üreten bezler.
*T*
TABES DORSALİS:
Sfilizin ilerlemiş döneminde sinir sistemi tutulumuna bağlı olarak dengesizlik,
yürüme güçlüğü görme bozuklukları ile seyreden tabloya verilen isimdir.
-
TALAMUS: Orta beyindeki bir cekirdek grubuna verilen addır.
-
TALASEMİ: Kalıtsal bir kan hastalığıdır.akdeniz kıyılarında
yaşayanlarda daha sık görülür.
-
TAKİPNE: Çok hızlı solunum.
-
TARTAR: Diş taşı.
-
TELENJEKTAZİ: Deride veya mukozalarda kırmızı lekeler şeklinde
görülen kılcal, arteriol ve venüllerin genişlemesinden oluşan lezyonlar.
-
TELEKARDİOFON: Kalp seslerini hastadan uzakta dinleten alet.
-
TELEPATİ: Beş duyu işe karışmaksızın düşüncelerin, bu duyuların
üstünde bir yolla aktarılması.
-
TEMPORAL BÖLGE: Şakak bölgesi.
-
TENDİNİT: Tendon iltihabı.
-
TENDON: Kasların kemiklere yapışmasını sağlayan yapılar.
-
TENESMUS: Rektum veya mesanenin iltihaplı durumlarında görülen,
ağrılı işeme veya defekasyon duygusu.
-
TENYA: Barsak paraziti, şerit, yassı solucan.
-
TESTOSTERON: Erkek seks hormonuna verilen addır.
-
TREMOR: İrade dışı titremelere verilen addır. Örneğin,
Hipertiroidi (Tiroid bezinin fazla çalışması) adı verilen rahatsızlıkta
ellerde görülen ince amplitüdlü titremelere tremor adı verildiği gibi,
Parkinson da görülen kaba ve büyük amplitüdlü titremelere de tremor denir.
-
TROMBOZ: Kan damarlarının pıhtı veya ateron (kolesterol) plakları
oluşarak tıkanmasıdır.
*U*
ULCUS: ülser
-
ULNA: Önkolun iki kemiğinden içte (serçe parmağı
tarafında)bulunanıdır.
-
ULTRASOUND: İnsan kulağının duyamıyacağı kadar yüksek frekanslı
ses dalgaları.Ultra-ses.
-
ULTRASONOGRAFİ: Ultra-ses kullanılarak elde edilen görüntüler.Bir
çok hastalığın ön teşhisinde kullanılan, ancak daha çok karın organları gibi
ses dalgalarının kolayca geçebileceği konumdaki organların tetkikinde etkili
bir inceleme yöntemidir.Şua söz konusu değildir.
-
ULTRAVİOLE: Dalga boyu 2000-4000 arası olan mor ötesi ışınlar.
-
UTERUS: Rahim, döl yatağı.
-
UTERUS BİCORNİS: Uterusun iki boynuzlu olması anlamında bir
terimdir.Uterusun üst kısmının çökük olması nedeniyle her iki uç kısımlarının
beligin hal alması sonucu ortaya çıkan görünümdür.
-
UVULA: Küçük dil.
*Ü*
ÜLSER: Geniş
anlamıyla deri ya da mukoza altı dokuları meydanda bırakan kronik yaralardır.
-
ÜLSERATİF KOLİT: Kalın barsakla rektumun, kronik iltihabı ve
ülserasyonudur.
-
ÜREMİ: Kandaki üre oranının normalin üzerinde olması halidir.
-
ÜRETER: Böbreklerle idrar torbasını birleştiren, idrarın torbaya
ulaşımını sağlayan tüptür.Her iki tarafta birbirinden bağlantısız olarak
bulunur.
-
ÜRETRA: İdrarın dışarıya atılmasını sağlayan ve ıdrar torbasından
sonraki idrar yoluna verilen isim.
-
ÜRETRİT: Üretranın iltihabıdır.
-
ÜROLOJİ: Kadın ve erkeklerdeki idrar yolları ve üreme sistemleri
ile ilgili hastalıkları inceleyen bilim dalıdır.Bevliye.
-
ÜRTİKER: Hassasiyet sonucu ortaya çıkan deri döküntüleri ve
kaşıntı ile belirgin bir durumdur.
-
ÜRİN: İdrar.
-
ÜROGENİTAL: Genital ve idrar yolları sistemi ile ilgili.
-
ÜROGRAFİ: Damardan kontrast madde verilerek böbrekler,idrar
torbası ve idrar yollarının belirli zaman aralıkları ile filmlerinin
çekilmesidir.Üriner sistem hakkında teşhis amaçlı yapılan işlemdir.
*V*
VAGOTOMİ: Vagus
sinirinin etkisini ortadan kaldırmak amacıyla dallarından birisinin
kesilmesidir.
-
VAGUS: Nervus Vagus onuncu kafa siniridir, kafatasından çıktıktan
sonra mide , barsak sisteminin bir kısmına, kalp ve akcigerlere dallar
verir.Bu sistemlerin fonksiyonlarında önemli rol oynayan bir sinirdir.
-
VAJEN: Kadın cinsel organı.
-
VAJİNİT: Vajina iltihabı.
-
VAKSIN: Aşı, Bkz.aşı çeşitleri; attenüe, otojen, BCG, polivalen,
sabin, salk.
-
VARİS: Kirli kan taşıyan damarların, fonksiyonel bozuklukları
sonucu ya da kan akımının önündeki bir engel nedeniyle genişliyerek kıvrımlı
bir hal almasıdır.Yüzeyel olduğu gibi derin venlerde de varis gelişebilir.
-
VARİKOSEL: Erkeklerde spermatik kordon venlerinin genişlemesi
sonucu torbalar içersinde varis oluşumu.
-
VASKÜLİT: Damar iltihabı.
-
VAZODİLATASYON: Damar genişlemesi.
-
VAZODİLATATÖR: Damar genişletici etkiye sahip ilaç, madde.
-
VAZOKONSTRÜKSİYON: Damarları büzülmesi, kasılması.
-
VAZOKONSTRÜKTÖR: Damarları büzen etkiye sahip ilaç, madde.
-
VAZOSPAZM: Damar kasılması, büzülmesi.
-
VEJETERYAN: Bitkisel gıdalarla beslenen, etyemez.
-
VEN: Kirli kanı kalbe taşıyan damarlar.
-
VERTİGO: Genel anlamda baş dönmesi, hareket duygusu demektir.
Ancak tansiyon düşmesi ile ilgili baş dönmeleri bu kapsamda değildir.
Vertigodan kastedilen labirentit, iç kulak iltihabı, Meniere hastalığı gibi
durumlarda olan baş dönmesi hissi Vertigo diye adlandırılır.
-
VİTİLİGO: Bir cilt hastalığı olup, vücudun çeşitli bölgelerinde,
yer yer renk (pigment) kaybı ile karakterize, normal bölgelerden keskin
sınırlarla ayrılan beyaz lekeler.
*Y*
YABANCI CİSİMLER: Vücudun belirli bir
yerinde, normalde bulunmayan her hangi bir madde yabancı cisimdir. Bunlara
özellikle çocuklarda, barsaklar, kulak ve burunda rastlanır. Yutulan yabancı
cisimler, yemek borusunda takılabilir, ya da tehlikeli olabilir.Bu nedenle bazen
ameliyatla çıkartılmaları gerekebilir.
-
YAĞ EMBOLİSİ: Büyük kemik kırıklarında görülebilen bir
komplikasyondur. Kemik iliğindeki yağın bir kısmı açığa çıkar ve yağ damlaları
kan dolaşımına karışıp damar tıkanmasına neden olur.
-
YAĞLI DEJENERASYON: En çok kalp, karaciğer ve böbreklerde
görülür. Bu organlarda, hücreler normal çalışma yeteneklerini kaybederler ve
içlerinde yağ tanecikleri birikir.
-
YALANCI GEBELİK: Tüm gebelik belirtilerinin olmasına rağmen,
uterus boştur. Bu duruma yalancı gebelik denir. Daha çok psikolojik
menşelidir.
|
|
|